Uzun zaman oldu yazmayalı. Nedeni ise, şu transfer zamanında yurtdışında işe yaramayan yaşlı futbolcuların transferleri hakkında daha fazla yorum yapmak istememem. Bunlarla ilgili düşüncelerimi daha önce sizlerle paylaşmıştım. Bundan dolayı hem sizi, hem kendimi gereksiz yere meşgul etmek istemedim.

Hafta içi Fenerbahçe ve Başakşehir ile iki takımımız ilk resmi maçlarına çıktı. İkisi de turu geçmek için avantajlı duruma geçtiler ve bundan dolayı iki takımımızı da kutluyorum. Henüz teknik-taktik açıdan detaylı analizler için şahsım adıma çok erken buluyorum. Çünkü takımlar kamp dönemini henüz bitirmediler.

Teknik kurmaylar, bunu bir eski futbolcu olarak söylüyorum, ideal takımı tam yüzde 100 olarak belirlememişlerdir. Sakat olan vardır. Mevkilerde alternatiflerine de şans vermek istemişlerdir. Ama genel olarak yorum yapmam gerekirse, iki takım da hatlar arası kopuk olmamaya baktılar. Mümkün olduğu kadar top kaybında topun arkasına geçme gayretindeydiler. Yardımlaşma iyi, bölgelerden çıkışlar iyi. Gerektiğinde hücum pres yaptılar. Pas trafiği olumlu. Dediğim gibi hala hazırlık dönemi olduğu için ben çok başarılı buldum. Dileğim ikinci maçlarında üzerine koyarak bu turu geçmeleri.

Bir parantez de Aykut Hoca’ya ayırmak isterim. Böylesine önemli maçta genç takımda yükselen Ahmet Han’a görev vermesini doğru buluyorum. Bu cesaretinden dolayı kutluyorum. İnşallah devamı gelir ve gençlerimize şans verilir. Ben tekrar söylüyorum: Türk futbolunun geleceği cesaretli hocalar ve yönetimlerin elindedir. İsteseler rahatlıkla yaparlar. Örnek isterlerse, Almanya, Hollanda ve İngiltere gösterilebilir.

Fatih hocam başarısız

Son olarak Fatih Hoca için bir iki cümle yazmak isterim. Sevgili Hocam; öyle veya böyle bir kariyere sahipsiniz ve geldiğiniz duruma bakın. Türk Milli Takımı’nı getirdiğiniz durum ortada. Takım içindeki huzuru ve disiplini sağlayamadınız. Üstelik futbolcularınızla polemiğe girdiniz. Kovdunuz, tekrar aldınız. Milli Takım’ı mahalle kavgası yaşanan yer haline getirdiniz. Fırsat varken kendiniz bırakmadınız (tazminattan dolayı olsa gerek).

Sonra gittiniz mafya babası gibi mekanda racon kesmeye kalktınız, damatlarla beraber dayak yediniz (bunu karşı tarafın beyanına dayanarak söylüyorum). Siz bir kulübün hocası olsaydınız, çok üzerinde durmazdım. Ama milli olduğunuz için herkesi ilgilendirir. Olan size, kariyerinize ve Milli Takım’a oldu sonunda. Bana sorarsanız siyaset el koydu ve biletini kestiler. Ama bu bilet bizlere 3.5 milyon Euro’ya patladı. Ben Fatih Hoca’nın yerinde olsaydım, millet adına o tazminatı almazdım. Çünkü ortada hiçbir başarı yok. Demek neymiş: Para her şeyden önce gelir (bazıları için). Vatan, millet, bayrak: Bu işler lafla olmuyor. Dediğim gibi, maçlar başlasın, daha ayrıntılı yorumlarız yeni transferleri ve takımlarımızın durumunu.
Bir sonraki yazıma kadar hoşça kalın, sporsuz kalmayın.