Emisyon skandalının ortaya çıkmasının ardından son dönemde gerek resmi makamlara ödenen cezalar ve tüketicilere mahkemeler tarafından takdir edilen tazminatlar gerekse de prestij kaybı, bu skandala karışan şirketlerde büyük zararlara sebebiyet vermiştir. Bu zararların önüne geçebilmek adına şirketler belki de son çare olarak yeni araç satışında eski dizel araç bedellerini belirli bir tutal karşılığında indirim olarak kabul etmektedirler.
Özellikle Volkswagen’ın buna ilişkin başlattığı kampanyadan dolayı bu husus çokça tartışılır hale gelmiştir. Acaba bu işten tüketici mi yoksa araba üreticisi mi karlı çıkacaktır? Gelin birlikte değerlendirelim.
Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi; Stuttgart, Düsseldorf, Köln gibi büyük şehirlere dizel motora sahip araçların girişinin yasaklanmasına dair diğer şehirlerde hatta Avrupa genelinde de uygulanması muhtemel mahkeme kararları çıkmış, bu skandala karışan şirketler bir yazılım yoluyla bu zararlarını telafi etmeye çalışsalar da bu yazılımdan dolayı araçların ekstra değer kaybına uğramasından dolayı bekledikleri sonucu elde edememişlerdir. Nitekim mahkemelerin tüketici lehine verdikleri aracın iadesi ve ödenen tüm paranın geri alınması gibi kararlar da şirketleri maddi olarak büyük darboğaza sokmuştur. Bu darboğazdan kurtulmak için söz konusu şirketler yukarıda sözü edilen teklifi hazırlamışlardır. Bu teklif ilk başta vatandaşlarımız için çok cazip görünse de mahkemelerden elde edilecek tutarların yanında oldukça düşük rakamlar olarak dikkat çekmektedir.
BU ŞİRKETLER NE TEKLİF EDİYOR?
Volkswagen’dan ve Volkswagen’a bağlı bulunan Porsche, Seat, Audi’den araç alan herkese, satın aldığı aracın modeline göre indirim uygulanmaktadır.
Bunun yanında, Volkswagen Grubu dışında Ford, Renault, BMW,Mini gibi diğer şirketler de bunun benzeri kampanyalar düzenlemektedir.
BU KAMPANYADAN YARARLANMANIN ŞARTLARI NELERDİR?
Volkswagen için geri alınan aracın yaşının ya da markasının önemi yoktur. Ön koşul olarak aracın emisyon skandalından etkilenen, dolayısıyla dizel motora sahip Euro-4 ya da daha düşük bir standarda sahip bir araç olması gerekmektedir. Kampanyanın geçerliliği ise 31 Aralık 2017 tarihinde sona ermektedir.
BU KAMPANYANIN VATANDAŞLARIMIZ AÇISINDAN NE GİBİ HUKUKİ SONUÇLARI VARDIR?
Emisyon skandalının ortaya çıktığı 2015 yılından bu yana, mahkemelerden tüketici lehine birçok karar çıkmakta, emisyon skandalına karışan şirketler araçları geri almak zorunda kalmakta ve tüketiciye, o ana kadar tüketici tarafından ödenen tüm bedeli geri ödemek durumunda kalmaktadırlar. Dolayısıyla, bu şirketler mahkeme kararlarından çekindikleri ve daha fazla maddi zarara uğramamak için bu yolu seçmişlerdir. Tüketici lehine verilen mahkeme kararlarına şunlar örnek olarak gösterilebilir,
-
Landgericht Köln, 02.03.2017 tarihli ve 2 O 317/16 numaralı kararında üretici şirket Volkswagen’ın Passat 2.0 TDI marka aracın yarattığı zarardan ve yazılımsal eksiklikten sorumlu olduğuna, tazminat ödemekle yükümlü olduğuna ve aracın bu şirket tarafından geri alınarak tüketici tarafından ödenen bedelin iadesine,
-
Amtsgericht Düsseldorf, 11.11.2016 tarihli ve 48 C 131/16 numaralı kararında, tüketiciye ait Volkswagen marka aracın üretici tarafından geri alınmasına ve üretici tarafından kullanılan günlere ait düşülmesinden sonra tüketici tarafından ödenen kalan tüm tutarın geri ödenmesine,
-
Landgericht Hagen, 16.06.2017 tarihli ve 8 O 218/16 numaralı kararında, tüketiciye ait Audi A3 marka aracın geri alınarak o zamana kadar ödenen tutarın iadesine,
-
Landsgericht Krefeld, 06.12.2016 tarihli ve 3 O 63/16 numaralı kararında, tüketiciye ait Volkswagen Golf VII TDI Cup R-Line marka aracın tüketici tarafından geri verilmesine ve ödenen tutarın iadesine,
-
Landgericht Essen’in 16.09.2016 tarihli ve 16 O 165716 tarihli kararında Volkswagen Touran 1.6 TDI Blue Motion marka aracın emisyon skandalına karıştığından bahisle bu araç için ödenen tutarın iadesine ve aracın üreticiye geri verilmesine karar verilmiştir.
Görüldüğü gibi, mahkeme kararları tüketicinin lehineyken, vatandaşlarımıza mahkemeye gidip hakkını aramak ve aracını iade edip ödediği parayı geri alma imkanı yerine son bir vurgun yapmak isteyen araba üreticisi şirketlerin oyununa gelmemelerini tavsiye ederiz. Şüphesiz bu şirketlerin amacı vatandaşlarımıza yarar sağlamak değil, aksine kendi uğradığı maddi zararları telafi etmektir.
Emisyon skandalının ortaya çıktığı 2015 yılından bu yana kazandığımız sayısız dava ve edindiğimiz tecrübelerden hareketle söyleyebiliriz ki, bu kampanya vatandaşımızın maddi kaybına neden olacaktır. Eğer hukuken sahip olduğunuz tüm haklarınızı öğrenmek istiyorsanız, ücretsiz danışmanlık görüşmesi için bize ulaşabilirsiniz. Bu zamana kadar emisyon skandalıyla alakalı kazandığımız davalar, ileride kazanacağımız davaların teminatıdır.