Galatasaray savunmadan orta sahaya kadar Fenerbahçe’nin ceza sahasına zorlanmadan geldi, ama pozisyona giremedi.

Galatasaray orta alanda top kaybında hemen baskı yaptığı için topu tekrar kazanmakta çokta zorlanmadı.

Erol hoca takımına daha çok savunma yaptırdı. Kendi sahasında kazanmayı isteyen basan, pas yapan, oyunu rakip sahaya yığma niyetinde ne bir sistemi vardı, ne de bir taktiği.

Fenerbahçe ikinci yarıya daha hareketi başladı.

Rakibine üstünlük sağladı derken, ceza sahasının çizgisinde Serdar Aziz’in anca bir amatör futbolcunun yiyeceği basit bir çalımın ardından Mohammedin akıllı bir plase vuruşu gol olmasına neden oldu.

Bana göre Erol Bulut devre arasında yapılması gereken Mesut ve Cisse değişikliği maalesef golden sonra yaptı.

Mesut’un oyuna girmesiyle takıma bir özgüven geldi.

Her topla buluştuğunda ekranlarda herkes final pası beklentisi içerisindeydi. Unutmayalımki bu maçta o pası alabilecek veya arkadaşına boş alanı yaratabilecek o koşuyu yapan futbolcu var sahada onuda sormak lazım.

Sonuç olarak iki takımın asıl hedefi beraberlikti.

Fener’in kendi sahasında özellikle ilk yarı oynadığı pasif oyunu rakibini rahat oynamasına sebep oldu.

Golden sonra toparlanan Fenerbahçe daha aktif olmasına rağmen, pozisyondan yoksun bir maçta gülen taraf Galatasaray oldu.

Fenerbahçe ise ofsayt mı? penaltı mı? diye sadece yenilgiye bahane aramış olur.

Olur da, görünen köyde kılavuz istemez.

Mesut, Gustavo, Perkaz ve İrfan Can hazır olduğunda dengeler değişir.

O zaman Erol hoca doğru futbolcuları yan yana oynatmayı başarabilirse çok daha güzel futbol seyrederiz.

Sezon başında ve 2. transfer döneminde alınan futbolcular bir arada oynatılamadığı takdirde sorumlu kişiler bedel öder.

Çünkü krediler tükendi tükeniyor.

Ligde puan olarak eşitlik olsada sahada istikrarlı oynayan, oyuna hakim olan ve pozisyon üreten bir takım görüntüsü henüz yok