Dört büyükler her ne kadar ikisi galip gelmiş olsa da tempo, strateji, oyun akışı olarak yine taraftarı tatmin etmedi.
O disiplini, pas akışını, hatlar arasındaki geçişi bir türlü yansıtamıyor.
Şenol Hoca kenarda olan oyuncuları daha sık kullanmalı (Medel ve Lens).
Özellikle Lensi!
Sahaya girince de sorumluluktan uzak duruyor.
3 kulvarda yarışan bir takımın futbolcularını, özellikle kenarda oturan oyuncuları çok iyi idare etmeli.
Onlara, onlarsız bir takım olamayacağını hissettirmeli ve rotasyonu iyi kullanmalı.
Bakın şuna emin olun eğer BJK, Şampiyonlar Ligi’nde şu durumda olmasaydı Şenol Hoca’nın yeri tartışılırdı.
Yani hocayı koltuğunda tutan Şampiyonlar Ligi’ndeki başarısı.
Ediyor ise Şenol Hoca mı stratejisini belirleyemiyor.
Bu sorularla çok sık karşılaşmaya başladım son zamanlarda.
İnşallah Porto maçından en az bir puan alır da guruptan çıkarız.
Dost sohbetlerinde Galatasaray’ın iyi hücum yapması pozisyon bulması geçmişteki maçlarda olduğu gibi yanıltmasın demiştim.
Buna Serdar Aziz de dâhil oynadığı zaman.
Galatasaray a karşı organize olan, temposu yüksek, stratejisi belli bir takım çıkar ise (ki bu söylediklerimin hepsi Başakşehir de var) sonucu bundan farklı olmazdı emin olun.
Maç sonrası Tudor’un basın toplantısının ardında yine bizim birkaç yorumcumuz astı kesti hemen.
Hocanın istifasını istediler.
Ben haklı demiyorum ama Tudor ve Tudor gibilerini bu hale kim getiriyor?
Her maçtan sonra yöneticisi konuşur, futbolcusu bilmeden konuşur, yorumcular konuşur ve bunlar çoğu zaman saygısızca yapılır.
Adamlar da bakıyor ve Türkiye’de böyle konuşabiliriz diyorlar, ona göre davranıyorlar.
Yani önce kendimize bakmalıyız.
Bakın bunalar geldikleri ülkelerden veya gittikleri ülkelerde böyle açıklamalar yapıyorlar mı?
Fener maçını seyrettim ve şu sonuca vardım.
3 ihtimalli bir sonuç olurdu. Vanspor’dan benim de hocam olan Samet Aybaba mutlaka o futbolcuya ceza vermeli.
Özür dileyerek söylüyorum ama aptallığın da bir bedeli olmalı bir futbolcu itirazdan kırmızı kart görmemeli ve takımını böylesine maçta eksik bakmamalı.
Ama futbolcular sakin yaklaşmalı, ülkemizdeki futbolcular daha akıllı olmalı ve hakemle uğraşmamalı.
Oyununuza odaklanıp, sahadaki otoriteyi bu şekilde ablukaya alırsanız bedeli kartlar olur.
Fenerbahçe yine bildiğimiz gibi…
Bir organizasyon yok.
Özellikle orta sahada ağır oynanıyor, paslar kalitesiz.
3’üncü bölgeye gelince hiçbir çalışılmış kombinasyon yok.
Fenerin artısı olan kuvvettin yanına bir de dar alanda 3’üncü bölgede bir birine yakın oynayıp çabuk kaliteli paslar yapabilirse ciddi baskı yapabilir rakip üzerinde.
Aynı zamanda yorgun düşürdüğün rakibin çıkışını zorlaştırışın…
Kırmızı kart takımın ve Aykut Hoca’nın yanı sıra en çok Soldado’ya yaradı.
Yine bir golcü olduğunu hatırlattı ama şunu da belirtmek istiyorum ki bu yanıltmasın sizleri.
Son olarak Trabzonspor’un gol atma arzusu beni memnun etti.
Okay’ın ve Abdülkadir’in yokluğuna rağmen istekliydi.
Geri düşmelerine rağmen uzatmalarda kazanmayı bildiler.
Trabzonlu arkadaşlarım bana “Rıza Hoca neden Abdülkadir’i oynatmıyor? Genç ve yetenekli. Üstelik de takım en iyilerinden biri” diye serzenişte bulundular.
Dostlarım, hoca oynatmıyorsa mutlaka elinde bu maçta oynaması için veriler vardır.
Bizler antrenmanları görmüyoruz.
Çünkü her hoca elindeki en formda futbolcuyu oynatmak ister.
Rıza Hoca’ya sabır göstermeliler.
Daha iyi olacağına, özellikle devre arası sonrası daha keyifli bir Trabzon seyredeceğimizi ümit ediyor ve diliyorum.
Hem kendi adıma hem de Trabzonlu dostlarım adına…
