Dışişleri Bakanlığı, Almanya ve Avusturya’da siyasilerin seçim kampanyalarında Türkiye’ye yönelik açıklamaları hakkında, “Mülteci krizi sırasında Avrupa Birliği’ni (AB) büyük bir kaostan kurtarmamız için peşimizde koşan siyasetçilere, Türkiye’yle ilişkilerini popülizmin tekeline bırakmamalarının sadece ikili ilişkilerimizin geleceği açısından değil, aralarında Türk kökenliler de bulunan vatandaşlarına karşı siyasi sorumlulukları açısından da büyük önem taşıdığını hatırlatmak isteriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Almanya ve Avusturya’da siyasi liderlerinseçim kampanyalarını Türkiye karşıtlığı ve Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecini engelleme temelleri üzerine kurmalarının esef ve ibretle izlendiği vurgulandı.
Açıklamada, Türkiye’nin anılan ülke siyasetçilerinin “miyop bakış açılarının göremeyeceği zenginlikte bir aidiyete ve geleceğe sahip olduğu ve Türkiye’nin yönünü kendisinin belirlediği” kaydedildi.
İki ülkenin seçim kampanyalarındaki söylemlerinde özellikle Avrupa için endişe verici bir durumun söz konusu olduğu belirtilen açıklamaya şöyle devam edildi:
“Bu ülkelerin vatandaşlarının geleceğini belirlemeye namzet siyasetçilerin, Avrupa’nın karşısındaki siyasi ve ekonomik sınamalara çözüm üretmek yerine Türkiye karşıtlığına dayanan çiğ bir popülizme teslim olmaları sadece Avrupa için değil, tüm dünya için de ciddi bir tehlikedir.”
AB’yi de kuruluş değerlerinden saptıran bu popülist yaklaşımın yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslamofobi gibi Avrupa’da yayılan akımlara da cesaret vereceğinden şüphe duyulmadığına işaret edilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Mülteci krizi sırasında AB’yi büyük bir kaostan kurtarmamız için peşimizde koşan siyasetçilere, Türkiye’yle ilişkilerini popülizmin tekeline bırakmamalarının sadece ikili ilişkilerimizin geleceği açısından değil, aralarında Türk kökenliler de bulunan vatandaşlarına karşı siyasi sorumlulukları açısından da büyük önem taşıdığını hatırlatmak isteriz.”