Bölgede barışın sağlanması için Ortadoğu Dörtlüsü’nden (BM, AB, ABD ve Rusya) ve Avrupa ile Arap ülkelerinden bazılarının ara bulucu olması gerektiğini ifade eden Abbas, “Barış süreci hali hazırda bir çıkmazda. Bölgede kalıcı ve adil bir çözüme ulaşılması için ABD’nin yanı sıra Avrupa Birliği’nden Almanya ve Fransa’nın rolüne güveniyoruz.” dedi.
Abbas, başkenti Doğu Kudüs olan ve 1967 sınırlarına tabi, İsrail ile Filistin’in güvenlik ve istikrar içinde yaşayacağı iki devletli çözüme olan bağlılıklarının yineleyerek, “Üzerimizdeki baskılara rağmen barış kültürüne bağlıyız. Kudüs meselesi, UNRWA’nın fonunun kısılması gibi baskılara maruz kalıyoruz. Ayrıca her yerde terörle mücadeleye verdiğimiz önemin altını çiziyoruz.” diye konuştu.
Filistin Devlet Başkanı, Almanya‘nın Filistin halkına sağladığı iktisadi destekten duyulan memnuniyeti dile getirdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel ise Ortadoğu’daki siyasi sürecin zor bir aşamadan geçtiğine dikkati çekerek, ABD’nin Kudüs kararının; barış müzakereleri dışında cereyan ettiğini, bunun da Oslo Anlaşması’nda (1993) kabul edilenlerin tamamından uzaklaşıldığına ilişkin bir izlenim verdiğini aktardı.
Gabriel, “Güven ve barış içinde yaşayan bir İsrail devletinin olmasına ilişkin Almanya‘nın özel bir bağlılığı bulunuyor. Filistinlilerin de güvenli, barış içinde ve istikrarlı bir devlette yaşama hakkı var. İki halk, barış ve istikrar içinde yaşamak istiyor.” ifadesini kullandı.
Bölgede barışın sağlanması için iki devletli çözümü desteklediklerini belirten Alman bakan, barışa ulaşmak dışında siyasi ya da pratik bir seçeneğin olmadığını vurguladı.
“Kudüs’ün statüsü hakkında iki tarafın müzakere etmesi gerekiyor. Bu, dışarıdan herhangi bir tarafın dayatmasıyla olmaz.” diyen Gabriel, şunları söyledi:
“Bu, Almanya‘nın değil, tüm Avrupa Birliği ülkelerinin görüşü. Müzakere masasına oturulması için bir yol bulunmalı. Müzakere masasına dönmek için ABD’nin hazırlığına ihtiyaç var. Bu nedenle, ABD’nin üzerinde müzakere edebileceğimiz bir öneriyi masaya sunmasını temenni ediyoruz.” RAMALLAH
Abbas, başkenti Doğu Kudüs olan ve 1967 sınırlarına tabi, İsrail ile Filistin’in güvenlik ve istikrar içinde yaşayacağı iki devletli çözüme olan bağlılıklarının yineleyerek, “Üzerimizdeki baskılara rağmen barış kültürüne bağlıyız. Kudüs meselesi, UNRWA’nın fonunun kısılması gibi baskılara maruz kalıyoruz. Ayrıca her yerde terörle mücadeleye verdiğimiz önemin altını çiziyoruz.” diye konuştu.
Filistin Devlet Başkanı, Almanya‘nın Filistin halkına sağladığı iktisadi destekten duyulan memnuniyeti dile getirdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel ise Ortadoğu’daki siyasi sürecin zor bir aşamadan geçtiğine dikkati çekerek, ABD’nin Kudüs kararının; barış müzakereleri dışında cereyan ettiğini, bunun da Oslo Anlaşması’nda (1993) kabul edilenlerin tamamından uzaklaşıldığına ilişkin bir izlenim verdiğini aktardı.
Gabriel, “Güven ve barış içinde yaşayan bir İsrail devletinin olmasına ilişkin Almanya‘nın özel bir bağlılığı bulunuyor. Filistinlilerin de güvenli, barış içinde ve istikrarlı bir devlette yaşama hakkı var. İki halk, barış ve istikrar içinde yaşamak istiyor.” ifadesini kullandı.
Bölgede barışın sağlanması için iki devletli çözümü desteklediklerini belirten Alman bakan, barışa ulaşmak dışında siyasi ya da pratik bir seçeneğin olmadığını vurguladı.
“Kudüs’ün statüsü hakkında iki tarafın müzakere etmesi gerekiyor. Bu, dışarıdan herhangi bir tarafın dayatmasıyla olmaz.” diyen Gabriel, şunları söyledi:
“Bu, Almanya‘nın değil, tüm Avrupa Birliği ülkelerinin görüşü. Müzakere masasına oturulması için bir yol bulunmalı. Müzakere masasına dönmek için ABD’nin hazırlığına ihtiyaç var. Bu nedenle, ABD’nin üzerinde müzakere edebileceğimiz bir öneriyi masaya sunmasını temenni ediyoruz.” RAMALLAH
