“Şu anda tabii burada olaya birkaç cepheden bakmak lazım. Bizim sorunumuz Alman yönetimiyle mi Alman halkıyla mı? Bizim Alman halkıyla sorunumuz yok. Bizim sorunumuz Alman yönetimiyle. Alman yönetiminde de çelişkiler var. Bakıyorsunuz Hristiyan Demokratların bakışı farklı, Sosyal Demokratların bakışı farklı, liberallerin farklı, solcular var onların farklı, Yeşillerin onların farklı. Bunlar, bizim referandum sürecinde maalesef, edep adap bütün bu sınırları aştılar. Burada yine en akıllı siyaseti o dönemde Merkel yürüttü. Merkel diğerleri kadar bize azgınca saldırmadı, daha dikkatliydi ama maalesef başta Yeşiller olmak üzere, aşırı sol takımı olmak üzere, hatta liberaller olmak üzere, SPD olmak üzere bunlar adeta bize karşı kampanya yürüttüler.”
Şahsıyla, partisiyle ve Türkiye ile ilgili çok çirkin bir kampanyanın yürütüldüğünü, bu kampanyalara seyirci kalması sebebiyle Merkel’den şikayetçi olduklarını dile getiren Erdoğan, “Örneğin Başbakanlık önünde, benim resmimin olduğu, Sayın Putin’in resminin olduğu ve Suudi Arabistan Kralı’nın resminin olduğu üçlü, yan tarafa da bir Mercedes otomobil koymuşlar, orada da diyor ki, ‘Bunları kim öldürürse, bu otomobili alır.’ Etrafta kimler var? Etrafta Alman polisi var. Ben bunu Sayın Merkel’e söyleyince yanındakilere bakıyor. Dedim, ‘Yani siz bu ülkenin Şansölyesisiniz. Sizin bundan nasıl haberiniz olmaz?’ Cevap veremedi. Bir el kumanda ediyor, ondan sonra da sağır sultana yatıyor. Böyle bir şey olamaz.” ifadelerini kullandı.
Tüm bunlardan ciddi manada rahatsız olduklarını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunları dillendirince onlar rahatsız oluyor. Niye rahatsız oluyorsunuz? Siz her şeyi yapacaksınız, 4 bin 500 tane PKK’lı teröristi ülkenizde barındıracaksınız, bu sayının daha fazlası var azı yok, besleyeceksiniz, parasal destek vereceksiniz, FETÖ’cüleri, Türkiye’den kaçanları ülkenizde besleyeceksiniz, her türlü imkanları onlara sağlayacaksınız, okullarını, derneklerini vesairelerini onları da, biz size Milli İstihbarat Teşkilatımız vasıtasıyla dosyalar göndereceğiz, hiç duymayacaksınız, ondan sonra iki tane, üç tane Türkiye’de ajanınız, Türk polisi tarafından yakalanınca da rahatsız olacaksınız, ‘Bunları bize verin.’ Benim sana onu verebilmem yargının kararına bağlıdır. 4 bin 500 dosya verdim sana verebiliyor musun? Vermiyorsun. Ne diyorsun bana ‘Yargı var.’ Sende yargı var da ben de yok mu? Üstelik sendekiler karara bağlanmış değil, bendekiler şu anda karara bağlanmış, tutuklu. Tutuklu olanı benden istiyorsun, yargı hükme varmış, şu anda da devam ediyor mahkemeleri ama sendekiler böyle bir durumları yok. Sokakta dolaşıyorlar. Her türlü desteği veriyorsunuz, polisiniz koruyor, yürüyüş yapıyorlar, her şeyleri yapıyorlar, Türkiye’ye karşı her türlü hakareti yapıyorlar. Biz bunlara karşı eyvallah edemeyiz, kusura bakmayın.”
Erdoğan, gelecek hafta Almanya‘da seçimlerin olacağını hatırlatarak, “Seçimden sonrası ne olur, şu anda bilemem ama bugünkü gibi olacağı kanaatinde değilim. Hava değişecektir. Çünkü onların Türkiye’ye ihtiyacı var.” diye konuştu.
“Rabbim öyle büyük ki, bir taraftan eksilirken diğer taraftan geliyor”
Şu anda 3,5 milyon Türk’ün orada yaşadığını aktaran Erdoğan, “Bu insanların ciddi bir kısmı bundan rahatsız.” dedi.
Alman yönetiminin Alman turistlerin Türkiye’ye gelişine yönelik çok olumsuz propagandalar yaptığını, Almanya‘dan gelen turist sayısında düşüş olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları aktardı:
“Fakat Rabbim öyle büyük ki; bir taraftan eksilirken bir diğer taraftan bakıyorsun geliyor. Şimdi Almanya‘dan eksildi turist sayısı ama öbür taraftan, Rusya’dan ciddi manada turist sayısında artış var. Domateslerde eksilme var filan falan derken bir anda domates olayında ciddi bir artış başladı. Yani birçok şeyler, dengeler korunuyor. Şu anda mesela bizim dış ticaret hacmine bakıyorsunuz, geneli itibarıyla baktığınızda, Türkiye iyi bir konuma tekrar geldi, oturdu ve daha iyi bir konuma da yıl sonuna kadar inşallah varacak ve büyüme de çok farklı bir konuma inşallah yıl sonu itibarıyla oturacak. Bundan eminim, gelişmeler de bunu gösteriyor.”