Başkent Berlin’de Almanya, Fransa ve Hollanda’da yaşayan Türk kökenli vatandaşların siyasal tercihleri, ayrımcılık tecrübeleri ve aidiyetlerini belirlemek adına yapılan araştırmadan elde edilen ‘Siyasal Katılım Raporu’ hakkında sunum yapan Sırakaya, söz konusu araştırmanın güvenilir bir araştırma kuruluşu olan IFF International Institute for Field Research’e yaptırıldığını söyledi.
Sırakaya, genç kuşakların hem Türkiye hem de Almanya’daki siyasi gelişmelere ilgi duyduğunun belirlendiği raporda, gençlerin üç ülkedeki siyasi katılım, kimlik ve ayrımcılık temalarının incelendiği ifade etti.
Türkler geleceğe katkı sunuyor
Raporun en önemli sonucuna ilişkin Sırakaya, “Avrupa’da yaşayan Türk toplumu kendi aidiyetiyle yaşamış olduğu ülkenin geleceğine katma değer sunmak istiyor. Aidiyet bilinci, kendi kültürünü koruma, dinini, dilini koruma bilinci Avrupa Türk toplumunda çok üst seviyede.” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya siyasetinde bu konuda hassasiyet oluşturmak istediklerini vurgulayan Sırakaya, “Mesajım buradaki siyasi partilerin Türk toplumunun içinden gelen, Türk toplumuyla irtibatını koparmamış, topluma yabancılaşmamış olan temsilcilerin siyasetin içine dahil edilmesi gerektiğidir.” diye konuştu.
Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun bulundukları ülkede eğer seçme hakları varsa mutlaka sandığa gitmelerini tavsiye eden Sırakaya, ancak o şekilde siyasetin kendilerini muhatap alarak toplumun sorunlarına eğilme imkanının daha da artacağını belirtti.
Avrupa’da son dönemde aşırı sağ partilerin oy oranlarında ciddi artış olduğuna dikkati çeken Sırakaya, “Yabancı düşmanlığı İslamofobi gibi konuların tavan yaptığını görüyoruz. Vatandaşların resmi makamlara olan bir güvensizliği var. Özellikle NSU cinayetlerinin ardından bu algı oluştu. Buradaki Türklerin kimlik algısında din ve dil konularında azami hassasiyet var.” dedi.
Yurt dışında yaşayan Türklere özellikle 2014 yılında seçimlerde oy verme hakkı tanınmasının, Avrupa’daki vatandaşların emeklilik ve askerlik sorunlarıyla ilgilenen hükümetin Türklerin takdirini topladığına işaret eden Sırakaya konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Avrupa’da ise geçmiş dönemlerde Türk toplumunun sıkıntılarıyla ilgilenen ya da ilgilendiğini iddia eden ya da öyle görünen sosyal demokrat partili politikacılar artık ilgi görmüyor. Buna örnek olarak da Türklerin yüzde 41’inin önümüzdeki Almanya seçimlerinde kime oy vereceğine hala karar vermedi. Yüzde 20’sinin ise sandığa gitmeyi düşünmediği ortaya çıktı. Bu durumu Avrupa’daki siyaset yapıcılarının çok ciddiye alması gerektiğini düşünüyoruz.”
Katılım raporundan
UETD’nin “Siyasal Katılım Raporu 201” başlıklı araştırması, Almanya, Fransa ve Hollanda’da yaşayan 18 ila 40 yaşlarındaki 2 bin 750 Türkiye kökenli kadın ve erkek göçmeni kapsıyor. Bu bilgi notunda, 14 Şubat ila 7 Mart tarihlerinde yapılan araştırma sonuçlarına yer veriliyor.
Telefonla görüşme yönteminin uygulandığı ankete, Almanya ve Fransa’dan biner kişi, Hollanda’dan da 750 kişi katıldı. Örneklem önceden seçilen telefon numaralarıyla yapıldı.
Katılımcıların çoğu yaşadıkları Almanya, Fransa, Hollanda’nın siyasetine ilgi duyuyor. Almanya’daki katılımcıların üçte biri (yüzde 35) ülke siyasetiyle yakından veya çok yakından ilgilendiklerini, Fransa’dan katılanlarda bu oranın yüzde 30, Hollanda’dan katılanlarda ise yüzde 23 olduğu ortaya çıktı.
Katılımcıların Türkiye siyasetine duyduğu ilginin yaşadıkları ülkenin siyasetine gösterdiği ilgiye kıyasla çok daha yüksek olduğu tespit edildi.
Almanya ve Fransa’daki katılımcıların dörtte biri federal veya parlamento seçimlerinde oy verdiğini ifade ederken Hollanda’da bu oran yüzde 43 olarak kayda geçti.
Ankete katılanların Avrupa Parlamentosu seçimlerine ilgisinin ise zayıf olduğu ifade edildi. Ayrıca Almanya’daki katılımcıların yüzde 77’si, Fransa’dakilerin yüzde 69’u ve Hollanda’dakilerin yüzde 58’i şu ana dek hiç AvrupaParlamentosu seçimlerinde oy kullanmadığı ortaya çıktı.
“Almanya, Fransa ve Hollanda’da Yaşayan Üçüncü Nesil Türklerin Siyasi ve Sosyal Katılımı Kamuoyu Araştırması Raporu” iki yılda bir yayınlanacak.
