Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, bal arılarının bitkiden bitkiye konarak yaptığı tozlaşmayla ekosistemin devamlılığını sağladığını, arılar olmadan ekosistemin olamayacağını ifade ederek, Türkiye’de arıcılığın, çok fazla sermaye ve tarım arazisine gerek duymadan yapılabileceğini vurguladı.
Kırsaldan kente göçü önleyecek faaliyetler içinde arıcılığın da bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, yatırım tutarının düşük kalması ve yatırım için gerekli ekipmanların yurt içinden karşılanabiliyor olması dolayısıyla arıcılıkta dışa bağımlılığın bulunmadığını bildirdi.
Doğal yapı ve nektar kaynakları bakımından zengin Türkiye’nin, büyük arıcılık potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Bayraktar, bitki çeşitliği bakımından da çok geniş bir yelpazeye sahip olunduğunu kaydetti.
Bayraktar, arıcılığın Türkiye’de dev sektör haline geldiğini belirterek, 1,5 milyon tondan fazla dünya bal üretiminin yüzde 30,6’sını Çin’in ürettiğini, Türkiye’nin, Çin’in ardından yüzde 6,85’lik pay ile ikinci sırada bulunduğunu, Türkiye’yi yüzde 5,35 ile ABD, yüzde 5,03 ile İran, yüzde 4,96 ile de Rusya’nın izlediğine dikkati çekti.
“Kovan başı verim çok düşük”
Geçen yılın verilerine göre arıcılıkla uğraşan işletme sayısının 84 bin 47 olduğunu, 7 milyon 900 bin 364 kovanda 105 bin 727 ton bal üretildiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Türkiye’nin arıcılığa her yönden uygun olması, arıcılığın gelişimini olumlu yönde etkilemiş, 2000-2016 döneminde kovan sayısı 4,3 milyondan 7,9 milyona, bal üretimi ise 61 bin tondan 106 bin tona yükselmiştir. Buna karşın, hala kovan başına bal verimi ortalama 13,4 kilogramla düşük kalmaktadır. Çin’de bu rakamın, 50,1 kilogram olduğu düşünüldüğünde ülkemiz verimindeki yetersizlik net olarak görülmektedir.” AA