Almanya Başbakanı ve Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel, Berlin’de Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Horst Seehofer ile düzenlediği basın toplantısında, gelecek 4 yıl için toplumu ayrıştırmayan ve birleştiren bir program hazırladıklarını belirtti.
Halkın 4 yıl sonra bugünden daha iyi durumda olmasını hedeflediklerini ifade eden Merkel, “Almanya için bizim gelecek projemizin ismi refah ve güvenlik.” dedi.
Merkel, bu programın ana merkezinde istihdamın oluşturması olduğunu, işsizlik oranının 2025’te yüzde 3’ün altına düşürülmesini hedeflediklerini kaydetti.
Programın ana hatlarını anlatan Merkel, dijital çağda yaşandığına işaret ederek, gelecek yasama yılında dijitalleşme konusunda bir devlet bakanlığının oluşturulacağı ve dijital konseyi adında bir kurumun kurulacağını kaydetti.
Merkel, seçim programında gelecek dönem için vergi indirimi, ailelere finansal destek sağlanması, kırsal bölgelerin altyapısının geliştirilmesi ve ülke çapında 1,5 milyon yeni konutun inşa edilmesini konularının programın öne çıkan unsurları olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin Avrupa için önemine dikkat çekildi
CDU/CSU tarafından hazırlanan seçim programında Türkiye’ye de yer verildi.
Türkiye’nin Avrupa için stratejik ve ekonomik önemine dikkat çekilen programda, “Biz Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkileri daha fazla derinleştirmek istiyoruz. Yakın ve özel işbirliği hem Avrupa hem de Türkiye’deki insanlara hizmet ediyor. Bundan dolayı biz, AB ve Türkiye arasında mümkün olduğu kadar güçlü, dış ve güvelik politika konularında da stratejik işbirliğini istiyoruz.” ifadesine yer verildi.
Programda, Türkiye’nin şartları yerine getirmediğinden dolayı AB’ye tam üyeliğine karşı çıkıldığı öne sürüldü, Türkiye’deki gelişmelerden endişe duyulduğu görüşüne yer verildi.
Sığınmacı konularına da işaret edilen programda, AB ile Türkiye arasında yapılan mülteci anlaşmasının benzerinin Afrika ülkeleriyle de yapılmasından yana olunduğu vurgulandı.
Hıristiyan Birlik partilerinin seçim programında, çifte vatandaşlığın bir istisna olarak kalacağı ifade edilirken, Almanya’da doğan kuşaktan sonraki diğer kuşak için çifte vatandaşlığın verilmemesi isteniyor. BERLİN
