Değerli okurlarım…
Süper Lig’in bu sezonki ilk derbisinde Fenerbahçe-Trabzonspor maçında Kanarya bir şampiyonluk adayı gibi oynamadı, en azından 70. dakikaya kadar.
Taraftarlar Valbuena dışında hiçbir futbolcudan memnun kalmadı, başta kaleci Volkan. Adamın bedeni sahada ama kafa evde televizyon karşısında.
Artık bu gidişata dur demek lazım kimsenin sabrı kalmadı bu saatten sonra takıma faydalı olmaz diye düşünüyorum. Yine 3-5 maç iyi olur saman alevi gibi parlar, ama kritik maçlarda saç baş yoldurur.
Benim düşüncem sezon sonunda artık bırak. Sen de kurtul takımda.
Güzel bir kariyer yaptın saha dışında da iyi birisin biliyorum ama dünyanın sonu değil be kardeşim, ailenle vakit geçir akıllarda iyi bir Volkan olarak iz bırak.
Gelelim hocamıza…
Aykut Kocaman neden sahaya sürülebilinecek en kötü takımı sürdü.
Anlamakta zorluk çekiyorum.
İki topu oyuna sokamayan ön libero Mehmet Topal ve Soza, zorla forvet arkası oynatılmaya çalışılan Alper Potuk, varla yok arası olan Van Persie, kanatlarda oynayan yada daha doğrusu oynamaya çalışan ama oynayamayan Isla ve Dirar.
Bakın, Alper’i 7/24 o mevkide oynatsanız yine verim alamazsınız ben yıllarca özellikle Almanya da o mevkide oynadım. Bunun için iyi bir top tekniğine sahip olmanız lazım (bununla sadece çalımı kastetmiyorum) top kontrolü, pas kalitesi ve oyun içinde arkadaşlarını görüşü.
Bu mevkide önemli olan şey oyunu okuyabilmek. Bana kalırsa Alpler’i kanatta kullanması takım adına daha verimli olur. Çünkü yetenekleri sınırlı enerjisi yüksek çok istekli. İkili mücadeleden de çekinmiyor. Dolayısıyla kenar hattında defansı yıpratır nefes aldırtmaz.
Ben daha öncede söylemiştim yine söylüyorum.
Çok detaya girmek istemiyorum. Teknik, taktik formasyonlara.
Gözle görünen köy, kılavuz istemez.
Ama söylemeden de edemeyeceğim, maalesef Aykut Kocaman oyunu iyi okuyamadı.
İkinci yarı Trabzon 4-5-1 oynamaya başladı. Skoru korumak istedi ve sen hala kenarda top yapabilen futbolcuları taksit, taksit oyuna sokuyorsun. Kendi sahanda cesaretli oyna taraftar desteği de var. Bana kalırsa geç de olsa sonradan girenler (başta Aatıf olmak üzere) çok istekliydi.
Onların sol kanadını meşgul etti defanstan çıkmamalarını büyük ölçüde engelledi. Soldado gayretliydi, her ne kadar son vuruşlarda sorun yaşadıysa da takıma bir canlılık geldi. Bunlara Guliano’yu da katabiliriz. Benim anlamadığım şey ise neden bu futbolcular kendi beyanatlarına göre hazır oldukları halde ilk 11 de başlatmadı. Bu kalitedeki futbolcuları uyum sorunu olmaz. Bakın Galatasaray’a adamlar takır takır oynuyor ve uyum sorunu yaşamıyorlar.
Kısacası elindeki futbolcuları iyi kullanmak ve idare etmek zorundasın sevgili hocam, idare etmek demişken sizler bundan 2 veya 3 hafta önce Zidan’ın bir demecini aktarayım, özetle şunu söyledi. Takım içindeki yeni ve kenarda olan futbolcuların mutsuzluğu ile ilgili bir soru üzerine
“BEN BURADA HİÇ BİR FUTBOLCUYU MUTLU ETMEK ZORUNDA DEĞİLİM. NASIL MUTLU OLURLARSA OLSUNLAR. AMA BU YILDIZLAR TOPLULUĞUNU İYİ İDARE ETMEK ZORUNDAYIM. BİR SEZONDA 60-70 MAÇ OYNUYORUZ BAŞARIYI ANCAK BÖYLE YAKALARSINIZ”
vallahi bence futbol literatürüne girecek cümle yazın bir kenara durusun.
Yazımı bitirmeden önce nükleer santral gibi enerjisi olan Valbuena ayrı tutmak isterim. Tartışmasız son üç maçın kahramanıydı. Sahada basmadık yer bırakmadı. Yaşına rağmen ben her ne kadar 30 yaş üzeri transferlere sıcak bakmasam da bu gibi futbolcuya söylenecek lafım yok. Belli ki bazı futbolcular gibi yan gelip yatmaya gelmedi. Onsuz takım ceza sahası içine giremez. Helal olsun vallahi. İnşallah böyle devam eder.
Aykut Kocaman için önümüzdeki 3 maçı çok önemli. Kredisini harcadı. Taraftar ve yönetim ne kadar sabırlı olur bilemem ama acil takımı toparlamazsa Aykut Kocaman için tehlike çanları çalmaya başlar.
Kendiside biliyor, bu camiaya kimler geldi kimler gitti.