Kern ve Gabriel tarafından yapılan ortak açıklamada, Avrupa ve ABD’nin, 2014 yılından beri Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki tutumuna ve Kırım’ı uluslararası hukuka aykırı bir şekilde ilhak etmesine ortak tepki verdiği kaydedildi.
Bunun Avrupa’nın güvenliğini tehlikeye atan Rusya’nın tavrına uygun bir yanıt olduğu belirtilen açıklamada, ancak bu ortak tavrın Avrupa’nın enerji gelişimini artırmaya katkıda bulunan Avrupalı şirketlere uluslararası hukuka aykırı bir şekilde sınır ötesi yaptırım tehdidinde bulunulabileceği anlamına gelmediği vurgulandı.
Açıklamada, ABD Senatosu tarafından onaylanan söz konusu yasa tasarısında açık şekilde Rus doğalgazının Avrupa pazarından çıkarılması ve yerine Amerikan doğalgazının satılmasının istendiğine dikkat çekilerek, Avrupa ülkelerinin bu yaklaşımı kabul edemeyeceğinin altı çizildi.
Açıklamada, “Siyasi yaptırım araçları, ekonomik çıkarlarla ilişkilendirilmemeli. ABD pazarındaki Alman, Avusturya ve diğer Avrupa ülkelerinin şirketlerini, Kuzey Akım 2 gibi Rusya ile yapılan enerji projelerine katılmaları veya finanse etmeleri durumunda cezalandırmakla tehdit etmek, Avrupa ile Amerika ilişkilerinde tamamen yeni ve olumsuz bir boyut getirecektir.” denildi.
ABD Dışişleri Bakanlığının söz konusu yasa tasarısını değiştirme çabalarının desteklendiği belirtilen açıklamada, “Avrupa’nın enerji tedariki ABD’nin değil Avrupa’nın meseledir. Enerjiyi kimin ve nasıl sağlayacağına, açık ve serbest piyasa rekabet kurallarına göre biz karar veririz.” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada, ekonomik çıkarların ön plana çıkarılması durumunda Ukrayna’daki krize karşı alınan ortak tutumun zarar görebileceği uyarısında bulunuldu. BERLİN