Almanya Türk Toplumu (TGD) Eş Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu, 24 Eylül’de yapılacak 19’uncu Federal Seçimler öncesi farklı partilerden doğrudan aday olan milletvekillerine sorular yönelterek göçmenlerle ilgili düşüncelerini öğrenmeyi amaçladıklarını söyledi.
TGD Eş Başkanları Gökay Sofuoğlu ve Atila Karabörklü, düzenledikleri ortak basın toplantısında, milletvekillerine gönderdikleri soruları ve gelen cevapları paylaştı.
Sofuoğlu, parlamentoda (Bundestag) grup kurması beklenen Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU), Sosyal Demokrat Parti (SPD), Sol Parti, Yeşiller, Hür Demokrat Parti (FDP) ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin adaylarına siyasi katılım, göç ve vatandaşlık hakları, eğitim, ayrımcılık karşıtı ve çalışma alanıyla ilgili 18 soru yönelttiklerini belirtti.
“Halkın yüzde 20’sinin dışlandığı bir demokrasi topal demokrasidir”
TGD Eş Genel Başkanı Sofuoğlu, bin 779 adaya gönderilen sorulara 700’e yakınının cevap verdiğini bildirdi.
Sofuoğlu, “Tüm seçilecek milletvekillerinin şunu bilmesi lazım, göçmenler olmadan Almanya’da siyaseti tam demokratik olarak inşa etmek mümkün değil. Halkın yüzde 20’sinin dışlandığı bir demokrasi topal demokrasidir. Ondan dolayı halkın yüzde 20’sini siyasi sürece katacak enstrümanlar geliştirilmesi gerekiyor. Bunun için çalışılması gerekir.” dedi.
“Öncü kültür dayatmaları bu tür toplumlarda yerleşemez”
Söz konusu çalışmayla amaçlarının milletvekili adaylarının göçmenlerle ilgili düşüncelerini öğrenmek olduğunu dile getiren Sofuoğlu, şöyle konuştu:
“Almanya’da toplum her geçen gün daha fazla çeşitleniyor. Toplumun çeşitlilik kazanması, Almanya’nın kazanımıdır. Çeşitlilik arz eden toplumlar akıllı, aktif ve kendisine güvenilir biçimde şekillenmeli. Toplum için gerekli değişimler yük olarak algılanmamalı. Bize göre bu tür toplumlar şans eşitliği prensibine dayanmalı. Öncü kültür dayatmaları bu tür toplumlarda yerleşemez.
Farklılıklardan oluşan toplumlarda anahtar kelime katılımdır. Hedefleri ve öncelikleri dikkate alınmayan insanlar, toplumda birlikte yaşamak için gerekli olanları yapmaktan vazgeçer.”
“Ayrımcılığa karşı koruyucu yasa gerekiyor”
Sofuoğlu, CDU/CSU’lu adaylardan geri dönüşün az olduğunu ve buna şaşırdıklarını vurgulayarak, “Klasik anlamda göçmen haklarını, eşitliği savunuyorlar ama somut olarak pratiğe geçişte tüm partilerde bir çekingenlik var. Örneğin biz, milletvekili adayları listesi oluşmasında göçmenler için kota istedik. Tüm partilerin buna tarafsız kalma gibi bir tavırları var” ifadelerini kullandı.
Ayrımcılık konusunda Almanya’nın Avrupa ülkeleri sıralamasında en kötüler arasında olduğunu ifade eden Sofuoğlu, “Demokrasiyi destekleme yasası çıkarılsın diye sorduk çünkü şu anki yasalarla Almanya’da ırkçılığı, ayrımcılığı önlemek mümkün değil. Ayrımcılığa karşı koruyucu yasa gerekiyor, buna da fazla olumlu cevap gelmedi.” dedi.
Sofuoğlu, Almanya’nın geleceğini birlikte inşa etme düşüncesi varsa o ülkenin kurumlarına küsmeden birlikte çalışılması gerektiğini kaydederek, seçimden sonra da partiler ve seçilen milletvekilleriyle birebir markajla onların siyasi tavırlarının değişmesi için uğraşacaklarını vurguladı.
“Almanya’da uzun süredir yaşadıkları halde, vatandaşlıkları olmadığı için katılamayanların sayısı 8 milyon”
TGD Eş Genel Başkanı Karabörklü de milletvekillerinin sorulara gösterdiği ilgiden memnun olduklarını belirterek, şunları söyledi:
“AfD’den 24, CDU/CSU’dan 58, SPD’den 146, FDP’den 163, Sol Parti’den 171 ve Yeşiller’den 198 aday cevap verdi. Yerel seçim hakkının Alman ve Avrupa Birliği (AB) üye ülke vatandaşları olmayanlara da tanınmasına Sol Parti, SPD ve Yeşiller neredeyse yüzde 100 olumlu bakıyor. Sağ ve muhafazakar partiler AfD ile CDU/CSU ise büyük oranda yerel seçim hakkının göçmenlere verilmesine karşı. Almanya’da uzun süredir yaşadıkları halde federal seçimlere, Alman vatandaşı olmadıkları için katılamayanların sayısı 8 milyonu buluyor. Yerel seçimlere AB vatandaşları katılabildiği için bu rakam 3,5 milyon. Bunlar arasında da sayıları en çok olanlar Türkler.”