Özellikle aşırı sağ partilerinin etkisinin önüne geçebilme adına önemli olan Avrupa Parlementosu seçimlerine katılımı ayrı bir yazıda irdelemek gerekecek.
1980`li yıllarda başlayan , Alman vatandaşı olmayan göçmenlerin de yerel seçimlere katılma hakkı mücadelesi Almanya`da hala sürmekte. Bu süreçte iki önemli gelişme yaşandı.
Bir yandan alman vatandaşlığına geçen ve böylece aktif ve pasif seçmen olan göçmenlerin sayısı artarken, diğer yandan Avrupa Birliği üyesi göçmenlerin yerel seçimlerde oy kullanabilmelerinin yolu açıldı.
Avrupa Birliği dışından gelen ve yıllarca burada yaşayan göçmenlerin bu haktan yoksun bırakılmalarına yönelik eleştiri hakkımızı saklı tutalım. Ama önümüzdeki yerel seçim sürecinin en iyi nasıl değerlendirebileceğimizi de konuşalım.
Rheinland-Pfalz eyaletinde yerel seçimler 26 Mayıs 2019 da yapılacak. Siyasi partilerin belediye meclisi listeleri de büyük oranda bitmiş durumda. Bundan 10 yıl önce göçmen kökenli adaylara az rastlarken, bu gün aday olan göçmenlerin sayısında önemli bir artış olduğunu söyleyebiliriz.
Bunun istenilen düzeyde olmadığını söylemek ile birlikte, oldukça önemli bir gelişme olduğunu da vurgulamak gerekecek.
Burada seçmenlerin ve elbette göçmen kökenli seçmenlerin bilinçli tercihleri önemlidir. Özellikle seçilebilecek yerlerde olan ve temsil edebilme işlevini hakkı ile yerine getirebilecek olan adaylar üzerinde yoğunlaşma en doğru yaklaşım olacaktır.
Kalileti yaşama katkı, karar veren mekanizmalar üzerinde ki etki ile de ilintilidir. Belediye meclislerinde var olma ve bunu „iyi kullanabilme“ aynı zamanda göçmenlerin yerel düzeyde ki sorunların çözümünde etkileyici olacaktır.
Yerel seçimlerdeki başarı bir yandan gelecek kuşaklara önemli bir deneyim olarak ışık tutacak, dieğer yandan eyalet parlementosunda temsil edilmenin de yolunu açacaktır.
Aday olan arkadaşlarımıza başarılar dileyelim, ama başarılı olabilmeleri için de bu söylemin içini dolduralım.