Site icon DieHaber.Com

YENİ YIL

Bunlar da genellikle olumlu şeylerdir ki, böyle olması da insani bir davranış biçimidir. Pozitif düşünerek önümüzü görmeye çalışırız. Biz de öyle yapalım. 2018’i Almanya’da yaşayan biz göçmenlerin penceresinden bakarak değerlendirip, 2019’a yönelik beklenitlerimizi sesli düşünerek okurlarımızla paylaşalım.

Irkçılık ve aşırı sağ söylemlerin arttığı ve toplumun her kesiminde kendini hissettirdiği bir yıl yaşadık. Aşırı sağ AfD’nin (Almanya için Alternatif Partisi) Almanya genelindeki oy oranının yüksekliği, eyalet parlementolarında ve belediye meclislerindeki temsili, NSU Davası’nın sonuçları ve destekçilerinin gerektiği ölçüde ortaya çıkarılmaması önemli bir sorunla karşı karşıya olduğumuzun bir göstergesi olmuştur. Hessen Eyaleti’nde polis teşkilatı içindeki aşırı sağ örgütlenmeden de gördüğümüz gibi, ırkçılık ile inadına bir mücadelenin önemi, hayati bir konu olarak önümüzde durmakta.

Ekonominin iyi gittiği ülkelerde sosyal sorunlar ve ırkçılık ile mücadele daha hızlı ve başarılı olur denir. Bunun pek de öyle olmadığını yaşayarak görmekteyiz. Almanya’da ki ekonomik verilerin oldukça iyi olmasına karşın, göçmenlere karşı ön yargılar daha da yaygınlaşırken, saldırıların sayıları da artmış durumda.

İşsizlik ve eğitimden tutun da, göçmenlerin toplumun her alanında ki temsiline kadar önemli sorunlar, hala çözülmesi gereken konular olarak önümüzde durmakta.

Almanya’nın başta sağlık olmak üzere, değişik branşlarda ihtiyaç duyduğu kalifiye eleman ihtiyacını karşılayabilecek arayışlar olduğu bir yıl oldu 2018. Bu ihtiyaçlara yanıt verebilecek yasal düzenlemenin 2019’da yürürlüğe girmesi ile birlikte Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışında da, Türkiye’de dahil, bir çok ülkeden kalifiyeli göçmenlerin yoğun bir şekilde gelip yerleşecekleri ülke olacaktır Almanya.

Şartların değiştiği ve artık tam anlamıyla göçmenler ülkesi olan Almanya’da, bir yandan mevcut sorunların çözümü için mücadele ederken, diğer yandan yeni beyin göçünün toplumda ki karşılığını yaşayarak göreceğiz.

Tüm farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü bir toplumda, evrensel insan haklarını baz alarak geliştireceğimiz bir yaşam biçimi aynı zamanda geleceğimizi de şekillendirecek ve bizleri bir arada tutarak, barış içinde yaşamamızın zemini olacaktır. Sorunlar elbette var, ama sorunların çözümleri de var. İçinde yaşadığımız toplumun demokratik dinamikleri de çözüm arayacağımız platformlar olacaktır.

Annem altına, altun der. Bir de kip durmak kavramını çok sık kullanır. İç Anadolu’da “kip durmak”, “dik durmak” anlamında kullanılır.

Yeni yılda tuttuğunuz “altun” ola.

Ve hep birlikte “kip” duracağımız bir yıl ola.

Sevgiyle.

Exit mobile version