Site icon DieHaber.Com

GÖZLERİNİN RENGİ

Hüseyin Ocar

Günlerdir beklediĝimiz randevu verildi en sonunda.

Ben Türkiye’de Alman konsolosluğunda, eşim Almanya’da yabancılar dairesinde.

Gün aynɪ, saat aynɪ, yerler deĝişik ve birbirinden uzak ama olsun, yakɪnda yakɪnlaşacaĝɪz ya, varsɪn randevu yerleride ɪrak olsun birbirinden.

Aile birleşimi iҫin verdiĝimiz dilekҫeye yanɪt geldi, vize bölümündeyim.

İҫeri alɪnɪyorum, sessiz bir hava, ҫɪt ҫɪkmɪyor.

Ben sɪramɪ beklerken bir genҫ adam ҫɪkɪyor odadan, kɪpkɪrmɪzɪ olmuş.

“Yok diyor bu sefer de olmayacak sanɪrsam, sormadɪk şey bɪrakmɪyor kardeşim.“

Abim ne soruyorlar dememe kalmadan “gözlerinin rengini diyor canɪm kardeşim, gözlerinin rengini, seninkiler de,  benimkiler gibi kahverengi unutma,“

İҫerdeyim, benden herşeyin yer aldɪĝɪ, bir benim görme fɪrsatɪ bulamadɪĝɪm dosyam masanɪn üzerinde duruyor. Dosyam ile ilgilenen memur benden ҫok dosya ile konuşuyor sanki, bakmadan bana sormaya başlɪyor, o sordukҫa ben afallɪyorum.

Nerde evlendiniz?

Memlekette.

Memleket derken?

Sivas!

Karınızın boyu ne kadar?

Valla ne desem 1.50 ile 1.60 arasɪ sanɪrsam.

Yüzükler takɪlɪ mɪ?

Yani, bakɪn takɪlɪ işte, ҫɪkartayɪm da parmaktaki izinide göstereyim bari.

Ҫok takɪ takɪldɪ mɪ?

Yani.

Ayakkabɪ numarasɪ?

Kimin?

Karınızın.

Sessizce düşünüyorum, bu gibi durumlarda memlekette  “Cafer bez getir“ meselesini dillendirirler ama, burada biraz  zor.

Herhalde 37.

Göz rengi.

Kimin?

Bu sefer sizin.

Ne demişti genҫ arkadaş “Kahverengi”

Ҫɪkɪyorum, salonda bekleyen genҫ bir arkadaş, “abi ne oldu“ demeden, “gözlerinin rengi kahverengi kardeşim diyorum, kahverengi…”

****

Yabancɪlar dairesindeyim, haftanɪn son mesai günü, memurlar şimdiden hafta sonuna girmişler gibi. Dosyama bakan memur genҫ bir kadın.

Genel bilgiler alɪyor benden, işim, evim gibi konularɪ soruyor, sonra orta yaşlɪ bir bey de görüşmeye katɪlɪyor;

Sorular geldikҫe, zaten panik atak sorunum var, bir de bunlar üstüme üstüme geliyorlar.

Ne zaman evlendiniz?

Nerde evlendiniz?

Ne zaman tanɪştɪnɪz?

Görücü aracɪlɪĝɪ ile mi evlendiniz?

Kocanɪzɪn ayakkabɪ numarasɪ kaҫ?

Ben sorulardan bunaldɪm, zaten konuşurken kelimeleri yutuyorum, şimdi bir şey söyleyemez oldum.

Ama en son soruya cevabɪmɪ verdim, kendimden ҫok emindim.

Eşimin göz rengi  “kara dedim kapkara“ gülümseyerek.

Ҫɪkɪnca hemen eşimi aradɪm, rahatlamɪştɪm, güldük telefonda konuştuk, sorularɪ unutmuştuk bile.

Haydi hayɪrlɪsɪ deyip beklemeye başladɪk.

Aradan üҫ hafta geҫmişti haber geldiĝinde bana ve eşime.

Vize dilekҫesi ret.

Nedeni  eşimin göz rengi.

Kendisi Türkiye’de kahverengi demiş, ben ise Almanya’da siyah demişim.

Heyacandan ne didiğimi biliyormuyum ki sanki.

Başka şeyler de var birbirini tutmayan.

Ama göz renginden takmɪşlar bize, bunlar birbirini tanɪmɪyorlar diye, vermişler ret kararɪnɪ.

Eşim vize dairesine, ben yabancɪlar dairesine gidip geldik günlerce, yaklaşɪk dört hafta sürdü göz rengini düzeltene ve inandarɪna kadar.

Kahverengi de herkes muhatap olmuştu sonunda.

Aman gözünüzü sevdiklerim, aklɪnɪzda olsun sevdiklerinizin göz rengi.

Senin gözlerin ne renkti ki?

Yaklaş hele bi!

Exit mobile version