Merhaba değerli okuyucular;
Gerek bu skandala karışan dev otomobil şirketleriyle, gerek resmi kurumlarca hükmedilen cezalarla, gerekse de tüketicilerin aldığı tazminatlarla kendinden sıkça söz ettiren Dizel Skandalı’nın kapsamı gün geçtikçe genişliyor. Şimdi de beklendiği gibi Ford bu skandala alenen dahil olmuş durumda. Nitekim Federal Ulaştırma Bakanlığı, Motorlu Taşıtlar Dairesi’ni (KBA) Ford’un orta sınıf aracı olan Mondeo’daki yasadışı emisyon değerlerini araştırması konusunda görevlendirdiğini açıkladı. Araştırma sürecinin halen devam ettiği ve Ford Kuga 2.0 TDCi ve Ford Focus 1.5 TDCi modellerinin de bu kapsamda olduğu gelen bilgiler arasında.
Buna ilişkin olarak Ford’un Almanya’daki satış ve pazarlamasından sorumlu isim olan Wolfgang Kopplin yaptığı yazılı açıklamada söz konusu iddiaları reddetse de Ford’un dizel skandalına karışan diğer otomobil üreticileri gibi yüklü miktarda cezalarla ve tazminat talepleriyle karşılacağını söylemek mümkün.
Bu gelişmenin hukuki boyutu
Bu skandala karşı tüketicilerin hukuken sahip olduğu haklar konusunda da vatandaşlarımızın dikkatini çekmek isterim. Dizel skandalına ilişkin önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, vatandaşların bu skandala karışan araçlarını iade ederek ödediği paraları geri alma imkanları bulunmaktadır. Bunun yanında, Köln Eyalet Mahkemesi’nin 14.08.2017 tarihinde ve 22 O 59/17 numaralı dosyaya ilişkin olarak, dizel skandalına karışan şirketlere karşı dolandırıcılıktan tazminat talep edilebileceğine dair yeni bir karara imza atmıştır. Bu karar özellikle Ford için büyük önem arz etmektedir. Şöyle ki, Alman Usul Kanunu’na (ZPO) göre şirketlere karşı açılan davalarda bu davayı görmeye yetkili mahkeme, o şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Bu sebepten de Ford’a karşı yöneltilebilecek tazminat talepleri Köln’deki mahkemelerde görülecektir. Yukarıda anılan Köln Eyalet Mahkemesi’nin ilgili kararından, mahkeme dolandırıcılıktan kaynaklanan tazminat taleplerine sıcak baktığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Ford’a karşı olarak bu mahkemede açılan davalarda tüketicinin büyük avantajı bulunmaktadır.
Tüm bu tüketici lehine olan gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, vatandaşlarımızın bu kadar avantajları varken bu otomobil üreticileri tarafından başlatılan kampanya aldatmacalarına kanmamalarını ve çok daha avantajlı olan, hukuken sahip olduğu hakları sonuna kadar aramaları menfaatlerine olacaktır. Nitekim,
ZAMANAŞIMI süresi 31.12.2017 tarihinde dolmakta ve bu tarihten sonra yukarıda saydığımız hiçbir hak kullanılamamaktadır. Vatandaşlarımızı bu süreler konusunda uyarmakta ve acele etmelerini önermekteyiz.
Bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, bu alanda uzmanlaşmış bir ofis olarak müvekkillerimize tüm hukuki imkanları değerlendirmeden ve özel olarak sizin konunuzla alakalı yapacağımız hukuki değerlendirmeye başvurmaksızın karar vermemelerini tavsiye ediyoruz. Kazandığımız davalar kazanacağımız davaların teminatıdır!