Site icon DieHaber.Com

Bir göğüste iki kalp taşımak

ALMAN Konrad - Adanauer Vakfı’nın

ALMAN Konrad – Adanauer Vakfı’nın Kassel  kentinde, ”Bir göğüste iki kalp taşımak” sloganıyla organize ettiği toplantıya katılan Almanya’da yaşayan Türkler, Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi uyuşmazlıkları yüzünden uzun yıllara dayanan Türk-Alman dostluğunu tehlikeye atmalarını kesinlikle sağduyusuz buluyoruz.”dediler.

Özellikle katılımcılar arasında yer alan Türk gençlerinin “Almanya’ya ve Türkiye’ye aidiyet duygumuzu hiçbir şey değiştirmiyor. Şu var ki, bizim göğsümüzde atan iki kalbimiz var. Türkiye de bizim ülkemiz Almanya’da bizim ülkemiz ve bu öyle kalacak” demeleri ilgi çekiciydi.

Kassel’in La Strada Otel’indeki salonu tıka basa dolduran çoğunluğu Türkiyeli 400’ü aşkın konuğu önünde selamlayıp açış konuşmasını yapan Konrad- Adenauer Vakfı Politika Eğitimi Bölümü Müdür Yardımcısı Andreas Kleine – Kraneburg, ”Amaçlarının son aylarda siyasi düzeydeki bu olumsuz havanın düzelmesini istedik. Almanya’da çoğulcu, açık görüşlü, rengârenk bir toplum yönünde etkin olmamızı düşündük” dedi.

Andreas Kleine – Kraneburg’un sorularını yanıtlayan Kassel’de CDU yönetiminde yer alan Engin Çalışkan ile, Kassel’de yüksek öğrenimimi tamamlayıp siyasi alanda olduğu gibi ticari alanda başarılı seyahat acentesi sahibi Mehmet Zeki Eligür,” Biz her iki ülkeyide seviyoruz. Her iki ülke arasındaki kırgınlıklar anlaşmazlıklar bizleri üzüyor. Başarılı çalışmalar ve dostane ilişkiler ise bizleri sevindiriyor , mutlu kılıyor” diyerek dostane ilişkilerden yana olduklarını söylediler.

Panelistler dostluktan birlikten yana

Gazeteci ve moderatör Claus Peter Müller van der Grün’ün soruları yöneltip yönettiği “Bir göğüste iki kalp taşımak”adlı panelde yer alan Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, her iki ülkenin dost olmaları başta Almanya’da yaşayan 3 milyonu aşkın Türkler olmak üzere iki ülkeye çok faydası olacaktır “ diyerek iki ülkenin insanlarının birbirlerine toleranslı yaklaşmalarından yana olduğunu vurgulayıp,” Benim doğup, yaşadığım Osnabrück Kenti’nde çoğu olmak üzere dostane ilişkilerimin olduğu çok sayıda Türk arkadaşım ve tanıdığım var“ dedi.

Türkiye AB’ye alınmalı

Türkiye’nin bazı demokrasi eksiklikleri olmasına rağmen Avrupa Birliği içersine tam üye olarak alınmasından yana olduğunu dile getiren Christian Wulff,”Türklere kapınızı açarsanız karşılığını fazlasıyla görürsünüz. Ben çocukluktan beri bunları gördüm, birebir yaşadım. İslam’a karşı toleranslı olmalıyız, azınlıkları korumalıyız, yardım etmeliyiz “ ve Türkiye ile dostane ilişkilerdeki yana olduğunu söyledi.                                            Dr. Yaşar Bilgin uyum iki taraflı olmalı   Almanya’da uzun yıllardır Türk-Alman Sağlık Vakfı ve Almanya Türk Vatandaşları Konseyi gibi kuruluşların başkanlığını yürüten Dr. Yaşar Bilgin iki toplum arasındaki karşılıklı diyalogların ülkedeki uyumlu yaşama katkı vereceğini belirtip, ”Müslümanlarla birlikte Almanya’nın farklı bir atmosfere büründüğünü belirten Türk Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin ise “Biz doktor olarak hastalarımızın hangi ülkeden hangi ırktan olduğuna bakmayız . İnsan olarak bakarız . Almanya 3 milyonu Türk yaklaşık 5 milyon Müslümanlarla birlikte farklı bir değer kazandı. Dinler insanları bir araya getirir, diyalogu artırır. Dini toplumdan uzaklaştırmak mümkün değildir. Dini dışlamak, toplumu fakirleştirir.” dedi. Dr. Bilgin “ Ben, Almanya’da çoğulcu, açık görüşlü, rengarenk bir toplum yönünde etkin olmamızı diliyorum“ ifadelerini kullandı.

Daha çok diyalog gerekli

Panelistlerden Duisburg- Essen Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Avrupa İlişkileri Enstitüsü Başkanı Dr. Ahmet Ünalan’da birbirine şüpheyle bakmak yerine, daha çok buluşma ve diyaloga ihtiyaç olduğunu söyledi.  Türk Alman ve  ve Türkiye Avrupa ilişkilerinin popülist kaygılardan uzak ve bilimsel çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Ahmet Ünalan ‘İkili ilişkiler boyutunda çözümlenemeyen sorunların Avrupalı Türklere yansıtılmasının defakto kaçınılmaz ama sağlıklı olmadığını görüyoruz. Avrupalı Türkleri kolektif demokratlk kimliğin aktif bir unsuru olma yolunda kazanılması gerekir” dedi. demokratik kimliğin aktif bir unsuru olma yolunda kazanılması gerekir. Bunun için göç, kimlik, dil, din, kültür politikası revize edilmeli ve Avrupa – Türkiye ilişkileri boyutunda bir paradigma değişimi ile küresel yarışa dahil olunmalıdır’ dedi.

Almanca dil sorunu üzücü

Panelistler arasında bulunan Kassel Valentin- Traut Schule okulu Müdürü Tobias Kröck, ”Okulumuzun yüzde 12’si Türk. Benim için öğrenciler arasında dil, din, ırk farkı yoktur, olmamalıdır.  Ne mutlu ki, siyasi düzeydeki bu olumsuz hava beni ve arkadaşlıklarımı etkilemiyor. Üzücü olan ise Almanya’da 4. nesilini yaşayan Türk çocuklarının hala dil sorunlarının olması” dedi. İsa DEVEÇEKEN

Exit mobile version